2024 yılı Ekim ayının 18’inde açılışı gerçekleştirilen Işık Güner Habitat sergisi harika bir başlangıç yaptı. Işık Güner’in üstün yeteneği, sulu boya ile birleşiyor ve doğanın bize sunduğu eşsiz güzellikteki bitkileri sanat eserlerine dönüştürüyor.
Sevgili Işık, açılış konuşmasında bizlere “bitki körlüğü”nden bahsetti. Bitki körlüğü, doğayı bir bütün, bir yeşillik olarak görürken aradaki doğa harikası bitkileri fark etmeme durumuna verilen isim. İlk duyulduğunda kulağa garip gelse de düşündüğünüzde doğa yürüyüşü yaparken aslında birçok bitkiyi görmediğinizi siz de fark edebilirsiniz. Bunu bir hastalık olarak görecek olursak Işık, bu konuda kendisini iyileştirmeyi başardığını, artık doğada bitkileri görebildiğini ve hatta bitkileri rüyalarında da görebildiğini belirtti. Serginin en güzel odalarından biri olan “küflü oda”da Işık Güner’in rüyalarında görüp resmettiği iki eseri görebilirsiniz. Kendilerine birer isim bile verilmiş.
Işık Güner’in eserlerine bakınca içinizin açılmaması mümkün değil. Her eser o kadar detaylı ve o kadar gerçekçi ki adeta baktığınız çiçeğin kokusu burnunuza geliyor. Bu şaheserler içimizde çiçek açtıracak kıvamda diyebiliriz. İçimizde çiçekler açarken maalesef ki bazı eserlerde türü tükenen veya tükenmeye yüz tutmuş bitkilere baktığımız gerçeği de bizi vuruyor. Işık ve ekibi, bu konuyu vurgulamak için harika bir video hazırlamış. Lirik bir dansla türü tükenen bir bitkiyi canlandırdıkları bu video oldukça çarpıcı. Sergiyi gezerken videoyu da mutlaka izlemenizi öneririm.
Sergi Çamlı Hemşin’in Çinçiva köyünde eski bir köy okulu binasının büyülü atmosferinde gerçekleşmekte. Bu eski okul binası sergiyi daha da büyülü bir hale getiriyor diyebiliriz sanırım. Sergiyi 1 Kasım 2024 tarihine kadar görebilirsiniz.
Serginin açılış yemeğini sevgili Melike Zeytinci hazırladı.
Minon olarak biz de Karadeniz’in yöresel tatlılarıyla avrupa tatlılarını birleştirdiğimiz, “temptation room” kıvamında bir masa hazırlayarak, konuklara bu deneyimi yaşatma fırsatı bulduk. Karadeniz’in muhteşem bir köyünde Işık Güner’in mutfağını kullanarak hazırladığımız menüyü ve detaylarını aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.
MENÜ
Mincili Panna Cotta
Tuzlu Sütlaç
- kestane balı ile -
İzabel Üzümlü Pelte
- pepeçura -
Croquembouche
- damat şekeri ile -
Beyaz Çikolatalı Brownie
Mincili Panna Cotta
Karadeniz esintileri taşıyan bu tatlı menüsünü hazırlarken sadece bu güzel doğanın bize sunduğu malzemelerden değil aynı zamanda bu derin kültürden de yararlanmak istedik.
Menüdeki tatlıların neredeyse hepsi aslında Karadeniz’de yapılan tatlılara ufak dokunuşlar yapılarak tasarlandı.
Karadeniz tatlılarında sık sık görebileceğiniz özelliklerden biri tatlı ve tuzlunun beraber kullanılıyor olması. Bu bizim için çok değerli unsurlardan biri çünkü tatlının içerisindeki lezzetleri ön plana çıkaran en önemli unsur tatlı ve tuzlunun beraber dengede kullanılabilmesidir.
İkinci en önemli şey ise beyaz şekerden çok bal ve pekmez kullanılması.
Minci bu bölgeye özgü ricotta benzeri bir peynir türü. Aslında Karadeniz’de her evde olan bir peynir türüdür. Bu peyniri İtalyanların en bilinen tatlılarından biri olan panna cotayla buluşturduk.
Tatlı tuzlu dengesinin ön plana çıktığı bir diğer tatlı sütlaç. Karadeniz evlerinde sütlaç yok denecek kadar az şekerle hazırlanır ve üzerine konulan bal veya burmayla tüketilir. Bu menüde bizim çok değerli bir parçamız olan kestane balı ile tatma imkanı bulacaksınız.
İzabel üzümü peltesi aslında Anadolu’nun da çok fazla bölgesinde yapılan bir tatlının bölgemizde yetişen "kokulu üzüm" olarak adlandırdığımız enfes meyveyle birleşimi diyebiliriz.
Damat şekeri isminden de anlaşılabileceği gibi geleneksel olarak damat gelin evine geldiğinde ona ikram etmek için hazırlanan tatlı bir atıştırmalık, bunu hem croquembouche üzerinde hem de atıştırmalık olarak bulabilirsiniz. Aynı zamanda croquembouche da Fransızların düğünlerde kullandığı bir tatlı olduğu için bu iki lezzeti buluşturmak istedik.
Bunun dışında son olarak çikolata severler için beyaz çikolatalı browniemizi menüye dahil ettik.
Serginin ana sponsorlarından biri Haremlique markasıyken organizasyonunu Moyy - Özlem üstlendi, kokteyllerini Orman Cunda - Özay ve ekibi hazırladı. Açılış gününe çayları ile Chaynik - Yuçi ve kahveleri ile Zua - Elif, Apo ve Kaya eşlik ettiler. Serginin resmi fotoğrafçısı Sinan Serin idi. Buradaki fotoğraflarda da Sinan Serin’in çektiği fotoğrafları görebilirsiniz.